Eşref-i Mahlukat İnsan

Eğer Allah bizleri en üstün, en şerefli varlık olarak yarattığını söylüyorsa ve bizler de bunu canımız her istediğinde dile getirip söylüyorsak, neden kendimizi aşağıların da aşağısı hallere sokup en dipte yaşamayı tercih haline getiriyoruz? 
Allah bizi bu kainatta en üstün varlık olarak yarattı ise, neden hala dünya dışı bizden daha zeki oluşumlar / varlıklar arama peşindeyiz? Hani en üstündük!  Bizden daha üstünlerini arayarak ne yapmaya çalışıyoruz? mavi/gri suratlı koca gözlü bizden daha akıllı varlıkları bulup/bulacağınızı ümid edip rabbinizi mi inkar edeceksiniz? Bu Allah'ı bir nevi inkar etmek olmuyor mu? Kendimizi en aşağılara sokmak daha nasıl olabilir ki? İşte tam da onun istediği şey bu. Farkında bile olmadan doğrusunu yaptığını zannedip asıl yaratıcıyı aramak/bulmak yerine bir ömrü heba etmek.. Dünya dışı canlı aramak sadece bir örnek.. 
Enerjimizi zamanımızı O'nu anlamaya / aramaya çalışarak harcasak belki tüm mutsuzluğumuz yok olacak. Biz birbirimizi kötülüyor, zamanımızı bozuk para gibi harcıyor, harcatıyoruz. Saçıp savuruyor da bunu bu gören gözlerle göremiyoruz, çünkü gören sadece göz değil. Kalpler kör olduğunda gözlerin görmesi birşey ifade etmiyor. Bataklığa batan şey, çırpındıkça daha dibe çekilir, bizler çırpınıyoruz. 
Biz eşref-i mahlukattık oysa, yaratılmışların en kıymetlisi en güzeli en üstünü. Bütün dünya koca gezegen bizim rahatımız için yaratılmışken, bütün dünya ayaklarımız altına serilmişken görmemek için, bunu kullanmamak için herşeyi yapıyor nasıl beceriyorsak mutsuz olabilmeyi başarıyoruz. Peki neden? Çünkü evrende boşluk yok, kalbinde olması gereken sevginin yerini boş bırakırsan oraya hemen gelip çöreklenmeyi bekleyen var. O olduğu sürece sen onu kalbine soktuğun sürece, o yeminini yerine getirmek için senin kendini bozuk para gibi harcaman için herşeyi yapacak da sen göremeyeceksin. Çünkü kalbin kör.
Dünya bizim evimiz, bizim için gerekli herşey burada var, en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş hem de. Bakmalara doyamayacağın eşsiz güzellikte heryer ve herşey, ama küçük bir ayrıntı var; o da burada olduğumuz sürece kullanabilmemiz için tüm bunlar. Sonrası ? Dostum burası sadece cesetlerimiz içindeyken kullanmamız üzere var sonrası yok. Sadece cesetlerimiz içindeyken ihtiyaç duyacağımız şeylere sonsuz kere ihtiyacımız varmışcasına bağlanmak hangi aklın eseri olabilir ki? Akıl sahibi, düşünebilen bir insanın aklının eseri olamaz bence.
Burada olan şeylerin hepsi burada kalacak, hepsini bırakacağız, hiçbiri bizimle sonsuza kadar gelmeyecek. Burada atomlardan oluşan bedenimiz varken ihtiyaç duyduğumuz yine atomlardan oluşan bu şeylere, cesetlerimizden kurtulduğumuzda ihtiyaç duymayacağız. Bu tıpkı anne karnındayken yaşamamız için varlığımız için mutlaka gerekli olan göbek bağımız ve amniyon sıvısına doğduktan sonra ihtiyacımızın kalmaması gibi. Doğmadan önce olmazsa olmaz denilen hayatlarımızın bağlı olduğu şeyler bir anda çöp oluyor. İşte dünya bu kadar aslında. Hem çok kıymetli, hem de çöp. Nerede olduğun, onun ne olduğunu belirliyor çöp mü altın mı? Cesedinin içindeysen kıymetli ama değilsen çöp, bu kadar basit. Peki anne karnındaki bu süreçte ne oluyor? O süreçteki çok önemli unsurlar sayesinde, buradaki hayatımızda ihtiyaç duyacağımız şeylere hazırlık yapmış oluyoruz. Ciğerleriniz gelişiyor mesela çünkü orada sudayız ciğerlere ihtiyacımız yok ama burada var! Ellerimiz parmaklarımız mesela, orada birşeyleri tutmaya ihtiyacımız yok ama burada var ve oradayken o alemdeyken bu alemde kullanmak üzere gerekli olan donanıma sahip oluyoruz. O an, içinde yaşadığımız yerde, tıpkı dünya hayatında dünyadaki tüm nimetlerin önümüze serilmiş olması gibi nimetler önümüze serili ancak bizim şeklimiz şemalimiz neye ihtiyaç duyuyorsa o nimetler bizim için kıymetli. Dünya hayatındaki bir külçe altının anne karnındaki bir embriyo için değeri yok mesela. Donanım tamamlandığında ne oluyor peki sevgili eşref-i mahlukat? Doğum sancıları ile bir hazırlık başlıyor içeride, seni dışarı atmak üzere, artık ne kadar tutunmaya çalışsan da boş. Oradaki süreç tamamlandı ve bitti, 3 trimester dahilinde çıkınca ihtiyacın olan şeyler hazırlandı ve rahim içindeki herşey bizim için hayati önemini yitirdi artık.Sudayken nefes almaya ihtiyacın yoktu, artık var ve nefes alacaksın, plasenta olmazsa göbek bağın olmazsa yaşayamazdın ama artık yaşayabilirsin. O hayatında %100 lazım olanlar şimdi kesinlikle lazım değil. Herşeyi o anda bıraktın ve varlığını sürdüreceğin yere geldin. Rahim içindeki hayatın son buldu ve dünya hayatın başladı, tıpkı dünya hayatının bitip ahiret hayatının başlayacağı gibi.. Orada idrakimiz dışında oluşumlar gelişimler tamamlandı, şimdi idrak edebiliyoruz ve bize örnek olması gerekeni örnek edinip hazırlıklarımızı tamamlayacağız. Bu hazırlık sürecinde farkında olursak mutlu oluruz, hazırlığın farkında değilsek de kendimizi yerin dibine sokmak için uğraşıp durmuş oluruz. 
Bizi ne kadar önemsiyor farkında mısınız? Bize nasıl değer vermiş ki yoklukta kalmamızı istememiş, var etmiş. Varlığın en üstünü en şereflisi yapmış.. O, bizleri yaratan, yokluğun içinde bırakmayıp var eden bize bunca değer vermişken biz nasıl oluyor da bu kıymetli hayatlarımızı görmezden gelip ziyan edebiliyoruz? Bu haddi nereden buluyoruz, neden O bizi bunca severken biz kendimizi sevemiyoruz? Tüm bu soruları samimi bir kalp ile sorup cevaplarını yine kendi içlerimizde çözmek ve bir yerlerde zayi ettiğimiz hayatları toplamak duası ile olsun..


#denizanne











Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Merhaba

2020

Merhaba..